Gündem - 19 Mayıs 2020 16:32
Koronavirüs Salgını tüm dünyada eğitim başta olmak üzere pek çok alanda köklü değişikliklere neden oldu ve ekonomik sarsıntıları tetikledi. Salgından en çok etkilenen alanlardan birisi de, ekonomik büyüklüğü 2019 yılında 100 milyar dolar olarak gerçekleşen “spor sektörü” oldu. Amatör dallarda çok hissedilmese de, özellikle futbol endüstrisi COVID-19 risklerini yöneterek ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışıyor. İSTE Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Şahin, Koronavirüs Salgını’nın spor ekonomisine etkilerini değerlendirdi.
Koronavirüs Salgını ile mücadelede insanoğlunun elindeki en önemli silahlardan birinin, insanların arasındaki teması kısıtlayan ‘mesafe’ kavramının olduğunu, ancak birçok spor müsabakasında gerek sahada ve gerekse tribünlerde bu mesafenin yeterince korunabilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Şahin; “COVID-19 ülkelerin gelişmişlik düzeylerini tanımaksızın, bütün dünyada eğitim, finans, sağlık ve ticaret kurumlarını etkisi altına almaya devam etmekte ve spor ekosistemi için de durum farklı değil. Kalabalık ortamların COVID-19 salgınının daha da yaygınlaşması olasılığını artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Spor müsabakaları da bu konuda mükemmel bir örnek teşkil etmektedir. Binlerce taraftarın katıldığı spor etkinliklerinin COVID-19 vaka sayısını hangi boyutlara taşıyabileceği aşikârdır. Bu bağlamda, salgının etkisini minimize etmek amacıyla, Belarus gibi birkaç ülke hariç, dünyada spor organizasyonları iptal edildi veya ertelendi. Global düzeyde bu duruma, Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatlarının ertelenmesi en somut örnek olarak verilebilir. Şüphesiz bütün bu gelişmeler, COVID-19 Salgınının spor ekonomisine ciddi derecede zarar vermesine sebebiyet vermiştir”dedi.
İSTE Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Şahin,sporun büyük bir ekonomi olduğunu vurgulayarak: “Spor ligleri düşünüldüğünde; temel gelir bileşenlerinin yayın, ticari ve maç günü gelirleri olduğu söylenebilir. Her bir bileşenin toplam gelir içerisindeki payı, spor kulübüne göre farklılık göstermektedir. Örneğin, 2019 verilerine göre dünyada futbol kulüpleri içerisinde 841 milyon € ile en çok gelire sahip olan İspanyol Barcelona kulübün, gelirinin %46’sı ticari faaliyetlerden, %35’i yayın haklarından ve %19’u maç günü gelirlerinden (bilet, forma satışı gibi) oluşmaktadır. Bazı kulüplerde maç günü gelirlerinin toplam içerindeki payı %40’lara varabilmektedir. Sonuç olarak, bu gelirlerin sağlanabilmesi, müsabakaların oynanabilmesine bağlıdır. Biraz daha geniş kapsamlı değerlendirildiğinde, futbolculardan yayıncı kuruluşlara, stadyumlarda çalışanlardan kulüplere, kısacası spor ekosisteminde çarkların sağlıklı şekilde işleyebilmesi müsabakaların oynanabilmesine endekslidir. Dolayısıyla, günümüzde liglere devam edilebilmesi yönünde kararlar alınmaya çalışılması spor sektöründeki faaliyetlerin sürdürülebilirliği ile doğrudan ilintilidir. Bu noktada, spor, ekonomi, sağlık gibi alanlarda, çok yönlü kriterleri ve parametreleri barındıran ve de ödünleşim gerektiren bir karar verme problemi ortaya çıkmaktadır. Sonuçların ciddiyeti karar vericilere önemli sorumluluklar yüklemektedir” şeklinde konuştu.
Endüstri Mühendisliği disiplini perspektifinden bu durumu değerlendiren Dr. Şahin, Yöneylem Araştırması’nın başarılı uygulamalarından olan gelir yönetimi-dinamik fiyatlandırma yöntemlerinin COVID-19 Salgını sürecinde spor sektöründeki kritik kararların alınması ve ekonomik problemlerin çözümü için kullanılabileceğini belirterek, “Gelir maksimizasyonu amacıyla, fiyata duyarlı taraftarları stadyumlara çekmek adına, bilet fiyatlarının farklı faktörlere göre düzenlenmesi esasına dayanan, daha çok uçak biletlerinin ve otel odalarının fiyatlandırılmasında karşımıza çıkan, gelir yönetimi veya dinamik fiyatlandırma stratejisi spor sektöründeki müsabakaların oynanacağı salon veya stadyumlar için de kullanılabilir. Henüz Türkiye’de bu alanda yaygın uygulamasının olmamasına karşın; COVID-19 dolayısıyla olası stat kapasitesinin belirli bir oranının kullanılması zorunluluğu, artan maliyetlerden dolayı mevcut kaynaklardan maksimum düzeyde yararlanma gerekliliği gibi etkenler, bu fiyatlandırma stratejisine geçişi hızlandırabilir. Ayrıca, genel anlamda, COVID-19 Salgını etkisi dinamik fiyatlandırma modellerinde ilave bir parametre olarak yer alabilir” ifadelerini kullandı.
Herkes tarafından dile getirilen ‘hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı’ ifadesinin spor sektöründe taraftarların COVID-19 sürecinde müsabakalara katılma konusunda verdiği cevaplar ile doğrulandığını hatırlatan Dr. Şahin, “Amerika’da yapılan bir ankete göre, en önemli faktörler olarak, stadyumlarda dezenfektanların bulundurulması ve dezenfeksiyon işlemlerinin yapılması, çalışanların sağlık taramalarının yapılması ve stat kapasitesinin yarısı kadar bilet satılması öne çıkmaktadır. Dolayısıyla spor sektöründe COVID-19 etkisi azalsa bile, belirli bir süre daha devam edecek gibi görünmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.
Copyright © 2013. Tüm Hakları saklıdır.